Nerede O Eski Bayramlar!

  • Görüntüleme: 2335
  • 14 Mayıs 2021

Hiç anlamamışımdır bayramlardaki harçlık olayını.

Elimi öp sana para vereyim.

Elbette amaç bu değildi. Büyüklerine saygını göster o da sana bir hediye versin. 

Tıpkı ulufe gibi. 

Yoksa harçlık oradan mı gelmekteydi? Osmanlı padişahlarının ulufe dağıtmasının taklidi miydi? 

Sebebi ne olursa olsun, aslında güzel bir adetti ama biz çocukken bunu harçlık almanın bir yolu olarak görmekteydik. Düşünsenize hergün gördüğün ve gördüğünde çoğu kez elini öptüğün amcan, dayın, halan, yengen, komşun Mehmet amcan, Ayşe teyzen sana bayramda elini öpünce harçlık veriyor.

Çoğu zaman yepisyeni ayakkabılar, hemen her zaman yeni elbiseler. Elbise olup ta, mevsimine göre şort yada pantolon, o zamanlar daha tişörtler icat olmamış, gömlek yada kazak. 

Ayakkabılar genelde eskidir ama bir gece önceden boyanır ta ki ayna gibi oluncaya kadar (bu kısmı bilenler bilir). 

Hal böyle olunca kim beklemez bayramı dört gözle.

Harçlık diyorduk.

Sana 1 lira verirler, büyüğüne 2,5 lira. Sana 5 lira verirler büyüğüne 10 lira. Büyüdükçe sana 10 lira veriler onlara 20 lira bu oran hiç değişmez. Hani bir fıkra var ya;

-hanım onun masrafı daha fazla.

Hesabı gibi.

Hiç çözülemeyen bir muaammadır bu. 

Neden büyüklere daha fazla verilir?

Abi olduklarını hissetsinler mi diye, yoksa cidden masrafları mı fazla? 

Ama harçlıklar kurulan atlı karınca, çarpışan araba, halka atma, kaleciye şut çekme, dönme dolap, tek saçma ile balon patlatma (buna belli bir yaşa gelince izin vardı ama); hangi eğlenceye giderseniz gidin büyüklerde küçüklerde aynı bilet parasını öderdik. Ama toplarken onlar bizden çoğu zaman 2 kat fazla alırdı.

Hiç te adil değildi bu bayram harçlığı konusu ama sonuçta gelsinde ne kadar gelirse gelsindi.

Şekerle telafi ederdik durumu biz de. 

Büyükler birer tane alır ağır abi, hanım ablalar ya. Biz, avucumuzu daldırsak kimse birşey demezdi.

 

Bu bayram şekerimizi hazırladık. 5 likleri de. Küçük büyük hepsine 5 lira verdik. Şaşırdılar önce. Benden beklemiyorlardı sanırım. Sonra utanarak aldılar.

Bizim dönemlerden farklı ve daha önemlisi, teşekkür ettiler.

Biz teşekkür etmezdik. Alır, utana sıkıla köşemizde giderdik.

 

Bu bayram da böyle geçiyor. 

Buruk, ayrık, özlemli.

Eli öpülesi, başı okşanası bayramlara kavuşmak dileğiyle. 

 

Dr. M. Tamer Karaarslan

Kurttepe Asm /Adana

PAYLAŞ: